Biz Kimiz?

Fotoğrafım
Birbirinden şanssız, birbirinden bahtsız, birbirinden aşık üç hatunuz açıkçası. Gün geçmiyor ki bir entrika yaşamayalım, gün geçmiyor ki kendi halimize ağlarken gülmeyelim. Hatta dedik ki madem durum böyle, başka ağlayanlar varsa açsın okusunlar bizi. Sorularını da yollamaktan çekinmesinler! Öpücükler sizlerle!

26 Haziran 2015 Cuma

Ocakta yemeğim var canım ya şimdi gelemem.

Benim hayatım bu kadar aksiyonluyken, onların ki nasıl olmaz?

İlginç günler geçiriyorum. Benim için "ilginç"in kelime karşılığı, düşündüğünüzün aksine, "sakin" olarak kabul ediliyor. En başta, 1 haftadan uzun bir süredir kendi evimde kalıyorum. Normalde haftanın en az 3 günün G.'nin evinde geçirirdim. Ama serseri G. ailesinin yanına gidince, ben de aile ziyareti yapayım dedim. İkinci olarak, günlerdir alkol almıyorum. Dolaptaki biralara elimi bile sürmüyorum. Belki sadece yoğurt alırken düşmesinler diye elime alıyor olabilirim ama açmadığım konusunda sizi temin ederim. Bunun dışında, sadece evde yemek yiyorum. Sağlıksız hiçbir şey yemiyorum, gereksiz hiçbir şey yemiyorum. Son olarak her gün spora gidiyorum. Hem de kardiyo yapıyorum. Ah Tanrım, evet bunların hiçbiri ben değilim aslında. Ama sakinlik, ya da ilginçlik, hoş geliyor bu aralar.

Elli Ton serisini aldım elime, bütün gün keyif yapıp onu okuyorum. Artık 300. sayfada sekse ben doydum onlar 540. sayfada doyamadılar. Yazıktır, size de bize de yazıktır. Diyeceksin ki madem öyle, ne demeye okuyorsun? Tamam da tatlım, benim hayatım bile bu kadar aksiyonluyken, nasıl olur da psikopat bir roman karakterinin hayatı aksiyonlu olmaz? Buna kafa yora yora 48 saatte 640 sayfa bitirdim resmen. Kıskandın diyeceksin, vallahi kıskanmadım. İçim çıktı sevişme dinlemekten. Vallahi bak!

Gözüm saatte ama bu kez alışılanın aksine kimseyi beklemiyorum.

Merakını dindireyim, şu anda tabii ki Gülşen dinliyorum. Sofistike zevklerimi aylar öncesinde bıraktım. Türkçe Pop, damarlarımda akan kanmış benim. Aksini kabul etmiyorum. 

2 dakika sonra kalkıp ocağın altını kapatmalıyım. Gözüm sürekli saatte ama bu kez alışılanın aksine kimseyi beklemiyorum. Yalnızca hayatımda ilk kez düdüklü tencere kullanıyorum da biraz stresim o yüzden. Neyse kapattım altını, bakalım güzel olmuş mu yemeğim, göreceğiz. Eğer akşam saatlerinde kapıda bir Domino's motosikleti görmezseniz bilin ki lezzetli olmuş. Yoksa kesin isyan çıkacak evde.

Coolluğa coollukla cevap verince Cool koşa koşa gelmeye başladı.


Diyordum ya Cool bir havalarda, pas vermiyor etmiyor. Meğer ateşe ateşle karşılık vermek lazımmış. Hikayeye atılan 2 keyifli snap ve mesajlarına 1 gün geç cevap vermek çocuğu muma çevirdi. Dün akşam bizim Esmer ve sevgilisiyle buluşacağım geç saatte, baktım Cool'dan mesaj. "Araba kullanıyorum yazarım" dedim, hemen parlayıverdi "Bu saatte nereye?" diye. Ah canım, ne oldu ki şimdi? 

Bakalım bu hafta sonu güzel bir plan yapıp, "Hazırlan gelip alacağım" seni demezse şansı yok artık. Köpekli de gözükmüyor ortalıkta. Gerçi ben size Köpekli'yle resmi ilk tanışmamızı anlatmadım di mi? Ah ben var ya ben! 

Doğru mu anladım? S., değil mi?

Baktım geçen akşam Köpekli köpek gezdiriyor, aldım Elli Ton'umu evden atıverdim kendimi. Sonuç olarak kendimi sokağın ortasında bağdaş kurmuş köpeğiyle oynarken, Köpekli'ye elimi uzatmış "Bu arada ben S." derken buldum. Evet, değişik bir ismim var ama anlaması da o kadar zor değildir. Böyle kaşlarını çattı, "Doğru mu anladım? S., değil mi?" dedi. Derdi ne bilmiyorum ama ismimi sindirene kadar bayağı bir düşündü. Neyse onun adı da çok klişeymiş, bir de kısaltması var ki daha da klişe. "Ben de Köpekli. Ama arkadaşlarım Köp der" dediğini farz edin. Öyle komik. Memnun da olduk tanıştığımıza. Sonrası "Görüşürüz o zaman"laşmaktan ibaret. Hoş çocuk. Yakından daha da hoş. Hatta G. ve benim en bitanecik arkadaşım Sarı'ya göre Cool'dan çok daha yakışıklı. Ama bakalım.

Sarı olsa şimdi "Veeee S. formuna döndü" der, bana bir kadeh kırmızı şarap uzatırdı.
Sarı, gel Sarı, yeter.
S.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder