Pazar günü Esmer'in doğum günüydü. Kalabalık bir grup, gece tekneyle açıldık, içtik dağıttık. Grubumuz çok eğlenceliydi. Tek bir kişi hariç: Cool! Evet, şaşkınsınız anlıyorum. Cool da geldi. Ertesi sabah işe gitmesi gerektiği halde geldi hem de! Tek bir derdi vardı, o da beni teknede tanımadığı insanlarla yalnız bırakmamak. Halbuki Esmer benim kaç senelik arkadaşım, diğer yanda sevgilisi, ablası, Sofistike falan herkes oradaydı.
Hatta hazırlanmak için eve gittiğimizde Esmer'in erkek arkadaşlarını işaret ederek "İyi ki gelmişim, gözüm tutmadı bunları." dedi. Resmen patavatsız! Eğlenmek desen, onda da pürüz çıkarıyor. Müzik fazla geliyor, dans gereksiz geliyor, fotoğraf çirkin geliyor ona. Artık "Ogk!" dedim yani. İçtiğim içkinin miktarına karışıyor, "Başka içmek yok." diyor, elimde bardak görünce surat yapıyor. Neyse ki gecenin kalanını hatırlayamayacak kadar içmiştim, fazlasına gerek kalmadı. En son hatırladığım teknenin burnunda kavga ettiğimiz. Esmer'in sevgilisine gidip "Artık dönelim, sıkıldım şunun triplerinden, burdan Otto'ya geçeriz." bile demişim. Nitekim dönünce de onu evine yolladım biz de eve geçeceğiz diyerek.
Sensin gereksiz.
Gece nerede kalacağıma da ayrı dertlendi. Daha gram alkol almamışım, başım çatlıyor, gelmiş bana "Seni de gece eve bırakacağım." diyor. "Anlatamıyorum galiba, hepimiz Esmer'in sevgilisinde kalacağız." diyorum, "Bu tiplerle aynı evde uyutmam seni." diyor. Yahu zaten sabah 7'de dönmüşüz eve, o kafayla kimsenin kimseyi dertlediği yok, kafasını koyacak yer bulan uyumuş. Değdi mi huzur kaçırdığına?
Ertesi sabah asıl olanlar oldu. Uyanınca Sarı'ya gittim, yazlığa. Başım nasıl zonkluyor, midem felaket. Klasik akşamdan kalma S.'im yani. Gece Cool'la çekildiğimiz çok güzel bir resim vardı, onu Instagram'a koymamla Cool'dan mesaj gelmesi bir oldu: Fotoğraf koymuşsun, gereksiz.
Gel de şimdi bu çocuğu boğma. Fotoğrafı kaldırdığım gibi, "Gereksiz olan senin bu tavrın. Ne seni gerdi bilmiyorum ama artık bir önemi de yok." dedim. Yok arkadaşım, kusura bakmayınız, ama ben hiç gelemem böyle şeylere. Kafamı dinleyeceğim, eğleneceğim, güleceğim ilişki arıyorum ben. Senin tribinle mi uğraşacağım. 10 saat sonra özür de diledi tabii, ama cidden önemi yok benim için artık.
Güneş gözlüğümü de arabasında unutmuşum. Onu almam lazım ama asla buluşmak istemiyorum. Bir şekilde bana ulaştırmalı ama nasıl? Neyse onu da o düşünsün artık. Buluşmak istemiyorum, görüşmek istemiyorum, konuşmak istemiyorum. İstemiyorum yani kısacası.
Saçlarım sodalı su yüzünden kaskatı kesildi, durumun vehametinin farkında mısınız?
Diğer yandan yazlıkçılık da hiç bana göre değil, yıllardır neden yazlığa gitmediğimi hatırladım bir kez daha. Sarı'da kaldığım 1 geceden sonra tövbe ettim. Altımızda araba yok, yakında taksi durağı yok, bakkal yok. Evde desen internet yok, klima yok, boy aynası bile yok. Ne yani ben bikinimi giyince sahile inmeden önce nasıl olduğuma bakamayacak mıyım? Böyle sessizlik benlik değil! Hele bahçe işiyle uğraşmak, asla! Alerjim var bir kere benim, her yerim şişer durur. Sinekler desen en çok beni ısırır. Bir gecede 45 yerimden ısırıldım. Elim, kolum, bacağım, yüzüm, her yanım kırmızı kırmızı. Saçlarım sodalı yazlık suyu yüzünden kaskatı kesildi, uçları çatal çatal. Durumun vehametinin farkında mısınız?
Böyle Manhattanlı hatunu Ege köyüne atmışsın gibi oldum. Ne yapacağımı şaşırdım. Mangal yakmaktan anlamam, 1 saat ateş başında bekledim, 3. saatin sonunda pişen etleri de köpek kaşla göz arasında masadan sildi süpürdü, bir geldik ki tabaklar bomboş! Rezalet haldeydik anlayacağın.
Şarap içelim dedik, o da 1 saatte bitti. En yakın market 5 yokuş uzaklıkta. Aç susuz kalırım, ölürüm de yürümem bir daha dedim. Nitekim 2. gün öğleden sonra kaçtım, geldim evime. Akşamına da hemen Esmer ve sevgilisiyle sahile indik, yürümeye. Bu sabah da kahvaltıya geldiler bana. Akşam yine sahile ineceğiz. Gerçekten 3'lü bir ilişkimiz olduğundan korkmaya başlıyorum. Ama ne yapabiliriz ki? Çok eğleniyoruz ve çok tatlıyız.
Araba, klima, internet, süpermarket ve dahası... Olmazsa olmazımsınız.
S.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder